️Sen Seneca’yı Savundun Çıkar Göster : Pozitif Psikoloji Aslında Yutturmaca mı ?

🏛️Sen Seneca’yı Savundun Çıkar Göster : Pozitif Psikoloji Aslında Yutturmaca mı ?

Photo by Allyssa Olaivar on Unsplash

Senin de mutsuz olduğun yalnızca McDonalds’ta hamburger kuyruğu beklerkenki o kayıp sürede aklına geliyor mu?

{Basic bir kaç ihtimal daha sıralıyorum senin için:

– Hacıosman Metro’su beklerken

– Bulaşıkları sudan geçirirken

– Butik bir kafede arkadaşının sinematografik aldatılma hikayesini dinlerken

– Elektrik süpürgesi çalıştırırken }

Hayır, hayır durum o kadar da kötü değil. Fikirlerini ciddiye alabileceğimiz kadar takipçisi olan ve Bali’de aydınlanmayı seçmiş ınfluencerların bir fikri var: takma kafana yieağh abi, iyiyi gör, pozitif düşün!

Yalnızca pazarları Seneca okurlar, iş çıkışı göndermeli Epiktetos alıntılarlar, Stoacı düşünmeyi Bilişsel Davranışçı Terapi’nin çözümleriyle birleştirirler, G.Carellas sararlar, kendilerini kurtarma projesini çoktan başlatmışlardır, temmuzda terk edilmişlerdir, kendi devrimi peşine düşmüşlerdir ve şimdi ülkeyi kurtaracak o ampul, kafalarının bir yerlerinde yanmıştır. Bir sorun var ama, o da ne: diktirilmesi gereken süper kahraman pelerinleri için hangi terzi linki?

Modern insan bugün mutluluğun performans öznesi olmadığı zamanlarda, zihinsel disiplinini kaybediyor ve duygularının üzerinde kontrol geliştirme yetisini yitiriyor. Ve bu yukarıdaki pelerinli pozitif düşünme kültürü cemaati üyeleri tam da burada devreye giriyor:

– sen kişisel yetersizsin!

– hayır, sen senecayı savundun!

– savunmadım, çıkar göster!

-mutlu olmadığın için sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanacaksın!

Pop pozitif psikolojinin bütün sorumluluğu bize yükleyerek ‘negatif’ duygularımızı kişisel yetersizlik olarak yorumsadığını söyleyebilirsin. Nihayetinde kendi üzüntüsünden utanan, öfkesini bastıran ve iyi hissetmemekten utanan birine dönüştüğünü de. Biraz haksızlık etmiyor muyuz? Bütün bunları aslında el ele vermiş bu pop pozitif düşünme kültürünü yaratmış bir küçük sosyal medya cemaati yapıyor.. Bir tür dijital şiddet, ya da şöyle mi söylemeliyiz : dijital-duygusal şiddet.

Duygularımız yalnızca psikolojik tepkiler değil, yaşamla kurduğumuz ilişkinin işaretleri. Kaygı, korku, üzüntü ya da öfke – hepsi insan olmanın doğal uzantıları değil mi ? Kaldı ki hep negatif duyguların insanın pusulası olduğuna inanırım; tehlike, ihtiyaç, değişim, sınır, yön…

Bunlar insan olmanın ağrıları, yaşama tanık olmanın ağırlığı. Kaygı, korku, üzüntü ya da öfke hepsi işte insan olmanın doğal uzantıları..Negatif duygular sanıldığı kadar kilise kovgunu hisler değil, beni olduğum kişiye dönüştürenin mutluluk anları değil serbest düşüş zamanları olduğunu söylerdim. Pozitif duygularsa: haz + anlam + ilişki + ilerleme + dayanıklılığı salık verir aksi gibi. Pop pozitif düşünme kültürünü yaratanların sakladığı büyük gerçek işte tam da bu: aradığımız mutluluk değil; bütünlük!

Modern insanın her duygusunu pozitif zorunluluğuna çeviren baskıcı tavır, bir tür duygusal şiddet.Sosyal medya bugün bize hep hayatın highlight’larını gösteriyor. Negatif duyguların yok edilmesi gerektiğini söyleyerek üzüntüyü zayıflık; öfkeyi olgunluk eksikliği, kaygıyı başarısızlık, kederi nankörlük gibi sosyal etiketlemeye başladı.

Duygularımız vardır, bazen kötü hissetme duygumuz haklılığını kazanma hakkını elinde bulunduramadan baskılara uğratılır: üzgünsen ‘gül’ , kırgınsan ‘boşver’ , travma yaşadıysan ‘takma kafana’ , kaybettiysen ‘her şey bir nedenden olur’ , öfkelendiysen ‘pozitif düşün’ , bunalmışsan ‘şükret, daha kötüsü var..’ İyi niyetli görünür, ama sonuçta insana acı hissetme izni vermez.Ve bunların hepsi acı çeken kişiyi yalnızlaştırır.

Sonuç: hayır, yutturmaca değil çünkü yutulacak bir şey değil!

Spotify listeleri nasıl değişiyorsa, insan zihni de öyle değişiyor, duygularımız da öyle. Pozitif psikoloji buna ‘toksik pozitiflik’ diyor. Çünkü gerçek iyileşme: acıyı kabul etmek, ismini koymak, onu ifade etmek ve anlamak üzerinden olur. Ve evet..

Senecayı savunacağız, Stoacılar’ı ve hata Bilişsel Davranışçı’ları. Ama acı çekecek yerlerimizi yok etmeden, acıyla baş etmeyi öğrenerek acı çekmeye de devam edeceğiz. Çünkü aslında iyileşmeye de devam edeceğiz. Duygularından utanma, hani Manifest grubunun bir şarkı sözündeki gibi: “Yapma mutluymuş gibi..”

Hayat bu çünkü, hep yaşamaya, yaralanmaya ve iyileşmeye sebep değil mi ?

Seneca’dan birkaç alıntı 👇🏻

“Acı çekmekten daha kötü olan tek şey vardır: Acının seni kontrol etmesine izin vermek.”

“Acı, seni kırmak için değil, seni tanıtmak içindir.”

“Acı çeken, öğrenir.”

“İnsan henüz yaşanmamış olayları düşünerek kendine işkence eder.”

“Kimse rüzgârı yönetemez, fakat yelkenini ayarlayabilir.”

*Bu tablo yapay zeka tarafından tasarlanmıştır.

🏛️Sen Seneca’yı Savundun Çıkar Göster : Pozitif Psikoloji Aslında Yutturmaca mı ? was originally published in Türkçe Yayın on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.