2025 Nobel Edebiyat Ödülü’nün Sahibi — Laszlo Krasznahorkai

2025 Nobel Edebiyat Ödülü’nün Sahibi — Laszlo Krasznahorkai

2025 Nobel Edebiyat Ödülü sahibini buldu. Ödül Macar yazar Laszlo Krasznahorkai’ye verildi. Nobel Komitesi, ödülün “kıyametvari bir dehşetin ortasında bile sanatın gücünü yeniden teyit eden, etkileyici ve vizyoner bir külliyat” ortaya koyduğu için Krasznahorkai’ye verildiğini açıkladı.

Laszlo Krasznahorkai ile ilk olarak “Savaş ve Savaş” kitabı ile tanıştım. Sonra “Şeytan Tangosu”, “Direnişin Melankolisi” kitaplarını okudum. Son olarak “Seiobo Orada, Aşağıdaydı” kitabını okumak istiyordum ki dün Nobel Edebiyat Ödülünü kazandığını öğrendim. Bu zirve, Krasznahorkai’nin vizyoner külliyatının kaçınılmaz sonucuydu. Yazarın üç kitabını okumuş bir okur olarak üslubunun alışılmışın dışında ve benzersiz olduğunu söyleyebilirim. Alışılmadık ve benzersiz bu üslubun temelinde bir sayfayı aşan, noktasız ve soluksuz ilerleyen o hipnotik cümleler yatıyor. Eserleriyle modern insanın umutsuzluğunu, kaosu ve dünyanın çöküş halini destansı bir dil ve yoğun bir üslupla anlatıyor.

Hadi gelin Laszlo’yu daha yakından tanıyalım.

1. Laszlo Krasznahorkai Kimdir?

LÁSZLÓ KRASZNAHORKAI, 1954’te Macaristan’ın Gyula kentinde doğmuş. Budapeşte’de dil ve edebiyat, ardından hukuk eğitimi almış.

Bir distopya romanı olan 1985’teki ilk yapıtı Şeytan Tangosu’yla Macar edebiyatının önde gelen yazarlarından biri olmuştur. Şeytan Tangosu, BélaTarr’ın yedi buçuk saat­lik siyah beyaz filmiyle (1994) sinema tarihine de geçmiştir.

Sovyet Bloku’nun çöküşünde ülke dışındaymış ve Almanya’dan başlayarak dönem dönem ABD, İspanya, Yunanistan, Japonya gibi çeşitli ülkelerde yaşamış. Moğolistan ve Çin’de yaşadıklarını Az urgai fogoly (Urga Mahpusu, 1992) ve Rombolás és bánat az Ég alatt (Gökyüzünün Altında Yıkım ve Keder, 2004) kitaplarında sorgulamıştır.

Yazarın en bilinen eserleri arasında Direnişin Melankolisi (1993), Savaş ve Savaş (1999) ve Seiobo Orada, Aşağıdaydı (2008) gibi başyapıtlar sayılabilir.

2. Laszlo Krasznahorkai Edebi Tarzı

Laszlo Krasznahorkai’nun üslubu okuyucuyu içine çeken ve onu eserin kasvetli, yoğun atmosferine hapseden hipnotik bir etkiye sahiptir. Onun en belirgin stilistik özelliği, neredeyse bir akıntıyı veya takıntılı bir düşünceyi taklit eden, çok uzun, dolambaçlı ve noktasız cümleler kullanmasıdır. Bu “sonsuz” cümleler, gerilimi ve sürükleyiciliği artırır, okuyucuyu anlatının akışına zorlar ve anlatılan dünyanın kaotik doğasını yansıtır. Laszlo Krasznahorkai, “noktanın Tanrı’ya ait olduğunu” söyleyerek bu tercihi felsefi bir boyuta taşır.

Eserleri sıklıkla postmodern olarak etiketlenir ve kasvetli, distopik manzaraları tasvir eder. Toplumsal düzenin parçalanması, anlamın yitimi ve çöküşün sürekli beklentisi bu tarzın temelini oluşturur.

Anlatımında absürdizm ve aşırılıklar göze çarpar. Karakterler ve durumlar genellikle tuhaf ve gerçeküstüdür, bu da Orta Avrupa edebiyatının özelliklerini taşımaktadır.

Yoğun, karmaşık anlatımı felsefi derinlikle harmanlanır. Betimlemeleri oldukça lirik ve detaylıdır.

Eserlerinin genel kasvetli tonuna rağmen, Krasznahorkai’nin anlatımında sıklıkla kara mizah ve durum komedisi de bulunmaktadır. Karakterlerin çaresizliği ve saçmalığı absürd bir komedi yaratır.

3. Laszlo Krasznahorkai’nin Eserlerinde Ana Temaları

Laszlo Krasznahorkai’nin eserleri insanlığın karanlık yönlerine, sosyal çöküşe ve bireyin varoluşsal arayışına odaklanır. Eleştirmenler tarafından “kıyametin çağdaş Macar ustası’” olarak tanımlanmıştır.

Eserlerinde genellikle küçük toplulukların veya medeniyetin yavaş ve kaçınılmaz çözülüşü, çürümesi ve kaosa sürüklenmesi teması hakimdir (Şeytan Tangosu, Direnişin Melankolisi).

Karakterleri melankoli ve büyük bir içsel boşluk içindedir. Çoğu zaman kurtuluş veya anlam bekleyişindedirler, ancak bu beklentiler genellikle dolandırıcı figürler veya boş vaatlerle sonuçlanır.

1990'lı yıllardaki Uzak Doğu (Çin, Japonya) seyahatlerinden sonra eserlerine Budizm ve Asya felsefesinin temaları girmeye başlamıştır. Geçicilik, kusursuzluk arayışı gibi kavramlar bu dönem eserlerinde daha belirgin hale gelmiştir.

Kıyamet ve terörün ortasında bile Laszlo Krasznahorkai, sanatın dönüştürücü gücüne ve güzelliğin geçici doğasına inanmaktadır. Özellikle Uzak Doğu felsefesinden ilham alan sonraki eserlerinde (Seiobo Orada, Aşağıdaydı), sanatsal yaratım ve fiziksel dünyanın ötesinde bir anlam, amaç veya nihai gerçeklik bulma arayışı önemli bir yer tutmaktadır. Nobel Edebiyat Ödülü’de tam da bu sebeple: “kıyamet terörünün ortasında bile sanatın gücünü yeniden teyit eden” vizyoner eserlerine verilmiştir.

4. Laszlo Krasznahorkai’nin Öne Çıkan Eserleri

Laszlo Krasznahorkai’nin öne çıkan eserlerinin bir kısmı, Türkiye’de Can Yayınları tarafından Türkçe’ye kazandırılmıştır.

  1. Şeytan Tangosu (Sátántangó, 1985)

Laszlo Krasznahorkai’nin ilk romanı ve çıkış eseri. Macaristan’ın kırsalında, yağmurun hiç durmadığı, yozlaşmış, dağılmakta olan bir kolektif çiftlikte yaşayan bir avuç insanın çaresizliğini ve aldatılmaya ne kadar meyilli olduklarını anlatıyor bu eser. Kasaba halkı, öldüğü sanılan ancak “kurtarıcı” olarak geri dönen kurnaz ve karizmatik İrimiás’ın vaatlerine tutunuyor… Yazarın imzası haline gelen uzun, kesintisiz cümle yapısının ve apokaliptik melankoli (dünyanın kaçınılmaz sonunu ve çöküşünü kabullenmiş olmaktan doğan derin bir hüzün ve keder hali) temasının ilk ve en güçlü örneği. Yönetmen Béla Tarr tarafından yedi saatlik meşhur siyah beyaz bir filme uyarlanmıştır.

2. Direnişin Melankolisi (Az ellenállás melankóliája, 1989)

Laszlo Krasznahorkai’nin uluslararası tanınırlığını pekiştiren ikinci romanıdır. Macaristan’daki küçük bir kasabaya, devasa bir balina iskeletini sergileyen gizemli bir sirk gelir. Sirkin varlığı, kasabada kaosa, anarşiye ve düzensizliğe yol açar. Roman, düzen ile düzensizlik arasındaki amansız mücadeleyi ve çöküşün psikolojisini işler. Grotesk (birbirine uymayan, komik, tuhaf ve ürkütücü öğeleri aynı anda barındıran bir estetik veya tarz) ve absürd öğeleri ustalıkla kullanır; siyasi ve toplumsal çürümeye dair güçlü bir alegori sunar.

3. Savaş ve Savaş (Háború és háború, 1999)

Laszlo Krasznahorkai’nin coğrafi olarak Macaristan dışına açıldığı ilk önemli eseridir. Romanının konusu, bir adamın bulduğu nadide bir el yazmasını “ebediyete iletmek” için çıktığı umutsuz ve kaotik yolculuk etrafında şekillenir. Korin’in el yazmasını yayma çabası ile kendi içindeki intihar eğilimi arasındaki varoluşsal savaşı işler.

Budapeşteli yoksul bir arşivci olan György Korin, eski bir el yazmasında dört savaşçının destanını keşfeder. Bu metni dünyanın geri kalanıyla paylaşmak için New York’a gider ve burada hem metni dijitalleştirmeye hem de kendi hayatına bir son vermeye çalışır.

4. Seiobo Orada, Aşağıdaydı (Seiobo járt odalent, 2008)

Laszlo Krasznahorkai’nin Uzak Doğu felsefesi ve sanat temalarına yöneldiği dönemin en belirgin eseridir. Romanın genel yapısı, Fibonacci dizisine göre numaralandırılmış on yedi ayrı bölümden/hikayeden oluşur. Bu bölümlerin her biri esasen sanatın ve yaratımın mükemmeliyet anını yakalamaya çalışır.

Fibonacci dizisi her sayının kendinden önceki ile toplanması sonucu oluşan bir sayı dizisidir. 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89… şeklinde devam eden bu dizide sayılar birbirleriyle oranlandığında altın oran ortaya çıkar, yani bir sayı kendisinden önceki sayıya bölündüğünde altın orana gittikçe yaklaşan bir dizi elde edilir.

Roman, adını Çin ve Japon mitolojisinde yer alan ve bahçesindeki şeftali ağacının meyvesi ölümsüzlük getiren bir tanrıça olan Seiobo’dan alır. Seiobo’nun ölümlü dünyaya inerek kusursuzluğun ve ilahi olanın yansımalarını arayışı, romandaki tüm hikayelerin ana metaforudur.

5. Laszlo Krasznahorkai ve 2015 Uluslararası Booker Ödülü

Uluslararası Booker Ödülü (eski adıyla Man Booker Uluslararası Ödülü), Birleşik Krallık’ta düzenlenen uluslararası bir edebiyat ödülüdür. Laszlo Krasznahorkai, 2015 yılında bu ödülü kazanmıştır.

2005'ten 2015'e kadar iki yılda bir, herhangi bir milletten yaşayan bir yazara, İngilizce olarak yayımlanmış veya genel olarak İngilizce çevirisi bulunan tüm eserleri için verilmekteydi. Ödül, tek bir eseri yerine yazarın “devam eden yaratıcılığını, gelişimini ve dünya sahnesindeki kurguya genel katkısını” ödüllendiriyordu. Laszlo Krasznahorkai ödülü tam da bu formatta yani kariyeri boyunca yazdığı tüm eserleri için almıştır.

2016'dan bu yana ise ödül yıllık olarak İngilizceye çevrilmiş ve Birleşik Krallık veya İrlanda’da yayımlanmış tek bir kurgu eserine veya kısa öykü derlemesine verilmektedir.

6. Laszlo Krasznahorkai ve 2025 Nobel Edebiyat Ödülü

Ve 2025 Nobel Edebiyat Ödülü… Bu ödül onu 2002'de Nobel kazanan Imre Kertész’den sonra bu prestijli onuru kazanan ikinci Macar yazar yaptı.

Akademi, Krasznahorkai’ye ödülün verilme sebebini şu çarpıcı ifadelerle duyurdu:

“Kıyametvari terörün ortasında sanatın gücünü yeniden teyit eden, etkileyici ve vizyoner eserleri nedeniyle.”

Bu gerekçe, yazarın edebi kariyerinin temelini oluşturan iki ana unsura dikkat çekiyor:

  1. Kıyametvari Terör (Apokaliptik Vizyon): Eserlerindeki sosyal ve ahlaki çöküşün, melankolinin ve grotesk aşırılıkların yarattığı karamsar atmosfer.
  2. Sanatın Gücü: Tüm bu yıkımın karşısında, güzelliğe, yaratıma ve transandans (aşkınlık) arayışına olan sarsılmaz inancı.

Laszlo Krasznahorkai’nin Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanması sadece Macar edebiyatı için değil aynı zamanda çağımızın büyük felaketleri karşısında sanatın gücüne inanan herkes için önemli bir zafer. Krasznahorkai’nin eserleri bize, dünya isterse çürümeye devam etsin, insanın anlam ve estetik arayışındaki azminin asla tükenmeyeceğini hatırlatmaktadır.

Kaynakça

  • Man International Booker prize 2015 won by 'visionary' László Krasznahorkai
  • International Booker Prize – Wikipedia
  • Everything you need to know about László Krasznahorkai, winner of the Man Booker International prize
  • László Krasznahorkai – Vikipedi
  • Nobel Prize in Literature 2025

2025 Nobel Edebiyat Ödülü’nün Sahibi — Laszlo Krasznahorkai was originally published in Türkçe Yayın on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.