AFTER LİFE(1998, Hirokazu Koreeda)

Hirokazu Koreeda’nın 1998 yapımı After Life filmi, ölüm sonrası hayatı gösterişli imgelerle değil, sade bir büro atmosferiyle anlatır. Bu yalın tercih, filmin temel felsefesine uygundur: hayatın özü olağanüstü anlarda değil, sıradan görünen ama kişide derin iz bırakan hatıralardadır.

Filmde ölen insanlar, sonsuzluğa geçmeden önce tek bir anı seçmek zorundadır. Seçilen bu an, kamera ve setlerle canlandırılır, küçük bir film sahnesine dönüştürülür. Buradaki incelik şudur: Koreeda, anıları olduğu gibi “arşiv kayıtlarından” göstermez; çünkü mesele “gerçeğin çıplak kaydı” değil, o anın kişide bıraktığı öznel yankıdır. Bu tercih, hafızanın yalnızca hatırlama değil, aynı zamanda yeniden kurma ve inşa etme süreci olduğunu vurgular.

Bergson’un “süre” (durée) kavramıyla bağlantılı olarak, geçmişin zihinde tekrar canlanması, bireyin bugünkü varlığıyla birleşerek bambaşka bir algıya dönüşür. Bir hatıra, yalnızca yaşandığı anda değil, tekrar tekrar hatırlanış biçiminde de kişiyi şekillendirir. Koreeda, bu gerçeği sinemada sahneleştirir: Canlandırılan an, aslında bireyin belleğinde nasıl yer ettiyse öyledir; dış dünyanın nesnel kaydı değil, ruhun gördüğü ve hissettiği şeydir.

Nietzsche’nin “anımsama” fikriyle de bağlantı kurmak mümkündür: insan, gerçekte yaşadığı bütün anların toplamı değil, hatırlamayı seçtiği anlarla tanımlanır. Bir hayat, sayısız deneyim arasından yalnızca tek bir anla özdeşleştirildiğinde, kimliğin özüne dair sorular belirir. Hangi anı seçerdik? Ve o seçim, aslında kim olduğumuzu nasıl açığa çıkarırdı?

Koreeda’nın üslubu belgeselvari sadelik üzerine kuruludur. Mekân, sıradan bir büro; oyunculuklar abartısız; diyaloglar doğallığa yaslanır. Bu sayede film, ölümün ürkütücü bir son değil, insani bir devamlılık olduğuna işaret eder. İzleyici, görkemli sahnelere kapılmadan kendi hafızasına dönmeye mecbur kalır.

After Life, seyirciye bir huzur duygusu verir. Ölüm, korkutucu bir boşluk değil, bir hatıra seçimiyle şekillenen dingin bir geçiştir. Asıl mesele ölümden sonra ne olacağı değil, yaşarken hangi anların gerçekten kıymetli olduğudur. Bu nedenle film, seyircinin kendi hayatına bakışını dönüştürür: belki de bir çocuğun gülüşü, esen rüzgârın serinliği ya da bir sofradaki paylaşım, bütün bir ömrün özü olabilir.

AFTER LİFE(1998, Hirokazu Koreeda) was originally published in Türkçe Yayın on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.