Aşk ve Mantık

Kırmızı Çizgiler

Photo by Mara Ket on Unsplash

Aşk çok kafa karıştırıcı ve belki de çok riskli. Mantığa olan tutkumdan ötürü, bugün aşkı mantık kayasına çarptıracağız ve karşısına mantığı koyacağız. Endişelenmeyin, yalnızca rasyonellikten bahsetmeyeceğim ve bir tarafın ağır basmasına izin vermeyeceğim.

Hormonal tarafı, kelebeklerin uçuşu ve “o olmadan yapamam” diyen tarafı göz ardı etmek doğru olmadığı gibi, rasyonel taraftaki uyarıları da göz ardı etmek doğru olmayacaktır. Ezeli düşman gibi görünen bu iki tarafı sağlıklı bir şekilde dengeleyebilmek ve yürütebilmek için bir yaklaşımdan bahsedeceğim.

İd (alt bilinç), Süperego (üst benlik) ve Ego (benlik)

  • Tamamen haz ilkesiyle çalışan, tutkuyu, anlık tatminlerimizi temsil eden yapıya (Freud’a göre) id diyoruz. Sorumsuz olabiliriz, mantıksızca fedakarlıklar yapabiliriz. Bunlar id’in eseri, “onu istiyorum” da diyebiliriz buna.
  • Aileden, içinde bulunduğumuz toplumdan, deneyimlerimizden öğrendiğimiz standartları, ahlaki kuralları “süperego” ile temsil ediyoruz. “Böyle biriyle birlikte olmamalıyım”, “Bu yaptığım doğru değil” diyen taraf da diyebiliriz kısaca.
  • Bu ikisi arasında denge kurmaya çalışan tarafa da “Ego” diyeceğiz. “Onu seviyorum ama uzun vadeli hedeflerimizin ve bu hedeflerin farklı olabileceğinin bilincindeyim” diyebilen ve belki “ortak bir yol” bulmaya çalışan tarafımız sağlıklı Ego’dur.

Kırmızı Çizgiler ve Mantığın Devreye Girişi

Bu büyüye kapılmak güzel ve kısa vadede iyi hissettirdiği doğru ama geleceğinizin tehlikeye girdiği noktada Ego’nun kontrolü ele alması şart. Kırmızı çizgileri üçe ayırıp ele almaya çalışacağım.

  1. Sadakat, saygı gibi konularda sürekli tekrar eden ve çözülemeyen tartışmalar yaşadığımız bir noktada “bir daha yapmayacağına söz verdi” umuduyla mantığımızı göz ardı etmek doğru olmayabilir. Burada anlık tartışmalardan bahsetmiyoruz.
  2. Yatırımcı olduğum için rahatlıkla söyleyebilirim ki maddi taraf çok önemli. Maliyet mutluluktan ağır basıyorsa, fedakarlıkların iki yönlü olduğunu hatırlamak fayda sağlayabilir.
  3. Bazen bir insanla gelecek vizyonumuz da uyuşmayabilir. Bunun gayet doğal olduğunu kabul etmekle başlamalıyız. Kimi sakin bir hayat planlarken, kimi farklı bir hayat planlıyor olabilir. Bu planların ne kadar esnetilebileceği de göz ardı edilmemeli diye düşünüyorum.

Her şeyi mantıkla çözmeye çalışmak ilişkinin ruhunu öldürebilir, bu mümkün. Mantığın sınırlarını aşan bazı kararlar alıyoruz ve belki de bunlar ilişkinin doğasının bir parçası bile olabilir.

Hayatın öngörülemez ve belki de tutkulu bir yanı var ama mantığın bizi güvende tuttuğunu ve koruduğunu da ıskalayamayız. Kimse çabucak biten ya da ruhsuz bir ilişkiye sahip olmak istemez. Belki de bu yüzden id ve süperego’yu “birbirini tamamlayan” olarak görmeliyiz.

Kiminle olmak istediğinizi düşünürken, nasıl bir ilişki kurmanız gerektiğini akledebilmek için kendi ilişkinizin Ego’su olmayı deneyimleyin.

Doğru olan, ne kalbinizin sesini dinlememek, ne de tüm bu uyarıları göz ardı etmek olacaktır. Süperego ve id arasında dengede kalmayı başarırsanız, doğru yolda olduğunuzu düşünmek için çok güçlü bir nedeniniz var demektir.

Yazı hoşunuza gittiyse clap (alkış) gönderebilirsiniz. İlginiz için çok teşekkür ederim. ❤️

Not: makalem, tanı, tedavi veya psikolojik danışmanlık amacı taşımıyor. Bu gibi durumlarda lütfen bir uzmana başvurun.

Aşk ve Mantık was originally published in Türkçe Yayın on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.