Dengenin Bilimsel Mimarı, Bir Prensipten Fazlası — Henry Le Chatelier
Henry Le Chatelier, 8 Ekim 1850’de Paris’te doğmuştur. Babası Louis Le Chatelier, 1836 yılında École Polytechnique’ten mezun olmuş bir maden mühendisidir. Fransa, Kuzey İspanya ve Güney Avusturya’daki demiryollarının yapımında mühendis olarak görev almış; Siemens-Martin çelik üretim sürecinin geliştirilmesi, alüminyum üretimi ve Fransız sanayisinin ilerleyişi konusunda önemli çalışmalar yürütmüştür.
Hem babası hem de annesi, bilim ve sanatla ilişkilendirilmiş, tanınmış ailelerden gelmekteydi. Aile çevresi, Jean-Baptiste Dumas, Henri Sainte-Claire Deville, Tresca, General Morin ve Siemens kardeşler gibi dönemin önde gelen bilim insanlarıyla yakın ilişkiler içindeydi. Henry’nin annesi Durand ailesine mensuptu; bu aile, hidrolik harç/çimento araştırmalarının öncülerinden Vicat ile yakın bağları olan mimarlardan oluşuyordu. Aile soyunda; bilim insanları Guillaume Delisle, Philippe ve Jean-Nicolas Buache (kralın resmî coğrafyacıları), kaşifler Beautemps-Baupré ve Duperrey (her üçü de Bilimler Akademisi üyesi) bulunmaktadır. Ayrıca sanatçılar arasında Durand kardeşlerden biri mimar, diğeri heykeltıraş ve gravür ustasıdır; Deseine kardeşlerden biri mimar, diğer ikisi ise heykeltıraştır. Bu isimler arasında üç “Roma Büyük Ödülü” sahibi bulunmaktadır. Bu entelektüel ortam, Henry’nin doktora tez konusunu doğrudan etkilemiş; hidrolik harçların bileşimi üzerine yaptığı deneysel çalışmalar, günümüzdeki çimento kimyası bilgisinin temellerini oluşturmuştur.
Dolayısıyla Louis Le Chatelier’nin çocuklarının, böylesine köklü bir geçmişe sahip ailelerinden bazı üstün nitelikleri miras almış olmaları şaşırtıcı değildir.
Annesi hakkında yıllar sonra şunları söylemiştir:
“‘On beş yaşıma kadar,’ diyordu, ‘yalnızca bir tek etki altında kaldım: annemin.’
Fizyolojik olarak bana son derece hassas bir sinir sistemi miras bıraktı. Bu çoğu zaman çok yorucu olabilir, fakat bazen de faydalıdır; özellikle bilimsel araştırmalarda. Duyularınızın keskinliğini artırarak, çalışma sırasında beklenmedik şekilde karşılaştığınız yeni olayları gözlemlemeyi kolaylaştırır.
Annem, köklü bir Paris ailesinin hayatta kalan son üyesiydi. Katolik inancına bağlı, şiire tutkundu; her şeyin üstünde görev ve onur duygusunu tutardı. Çok erken yaşta sosyal ilişkilerden vazgeçerek kendini tamamen çocuklarının eğitimine adadı.
Ben çok sıkı bir disiplin içinde yetiştirildim: Zamanında kalkmak, ders ve ödevleri düzenli olarak hazırlamak, sofrada önümüze konan her şeyi yemek, vb. Hayatım boyunca düzen ve kurala saygı duymayı sürdürdüm. Benim için düzen, uygarlığın en mükemmel biçimlerinden biridir.”
Henry Le Chatelier’nin eğitim yolculuğunda babası ona ilham kaynağı olmuş, annesi ise bu ilhamın sürekliliğini sağlamıştır. 1860–1869 yılları arasında Collège Rollin’de eğitim görmüş; burada önce edebiyat, ardından fen bilimleri alanlarında diploma almıştır.
11 Eylül 1870’te, École Polytechnique’teki tüm öğrenciler gibi Milli Savunma Hükûmeti tarafından Teğmen rütbesiyle görevlendirilmiş ve Fransa–Prusya Savaşı’nda görev yapmıştır. 1871–1873 yılları arasında Fransa’nın en köklü mühendislik okullarından biri olan École des Mines’te (1783 yılında Kral XVI. Louis tarafından kurulmuştur) eğitimine devam etmiş ve mezuniyetinin ardından Fransız hükümeti tarafından yürütülen Roudaire Projesi’ne katılmıştır. Bu proje kapsamında, Cezayir’in Chotts bölgesinde bir iç deniz oluşturma olasılığını incelemiştir.
Bu araştırma gezisinden döndükten sonra iki yıl boyunca Besançon’da maden mühendisi olarak görev yapmıştır. Ardından École des Mines’e genel kimya dersleri vermek üzere davet edilmiştir. Kendi anlatımına göre, bu zamana kadar akademik bir kariyer planlamamış, idari görevlerde kalmayı düşünmüştür; ancak bu daveti kabul etmesinde Claude Bernard’ın eğitimdeki yaklaşımı ve etkisi belirleyici rol oynamıştır.
1878 yılında Le Chatelier ve meslektaşı Ernest-François Mallard, madenlerde meydana gelen patlamaların önlenmesi konusunda danışmanlık yapmak üzere görevlendirildi. Bu patlamalar çoğunlukla, belirli yoğunluklara ulaştığında tutuşabilen metan gibi yanıcı gazlardan oluşan “grizu” nedeniyle gerçekleşmekteydi. Le Chatelier, grizunun hangi sıcaklıkta tutuştuğunu ve karışık gaz ortamlarda alevin yayılma hızını belirlemek amacıyla çeşitli deneyler gerçekleştirdi. Bu çalışmalar, onun yüksek sıcaklıklarda gazların özgül ısılarını ve alev sıcaklıklarını hesaplamasına olanak sağladı.
Paris maden ocağı tünellerinde, “Les Braves” (Cesurlar) olarak bilinen École des Mines de Paris’ten dört öğrenciden oluşan bir ekip tarafından bırakılmış duvar yazıları. Üzerinde Le Chatelier ismi görülebilmektedir.
Tüm bu çalışmalarını sürdürürken Paris’teki bilimsel kurumlarda dersler vermeye devam etmiştir. 1882 yılında Le Chatelier, prestijli École Polytechnique’e kimya alanında ders vermek üzere okutman olarak atanmıştır.
Çimentolar üzerine yürüttükleri çalışmalar, ısının etkisiyle kalsiyum karbonatın ayrışmasının incelenmesini gerektirmiş ve bu süreç onları kimyasal denge yasaları üzerine kapsamlı bir araştırmaya yönlendirmiştir. 1884 yılında, bilimsel kariyerinin en önemli keşiflerinden birini gerçekleştirmiş ve günümüzde Le Chatelier Prensibi olarak bilinen ilkeyi ortaya koymuştur. Bu prensip şöyledir:
“Denge halinde bulunan bir sistemin koşulları değiştirilmeye çalışıldığında, sistem bu değişikliğe kısmen karşı koyacak şekilde tepki verir ve yeni bir denge durumuna ulaşıncaya kadar bu tepki devam eder.”
Bu ilke, bilim insanlarına kimyasal süreçler üzerinde doğrudan kontrol imkânı sağlamıştır. Özellikle kimya endüstrisinde geniş uygulama alanı bulmuş; kimyasal süreçlerin verimliliğinin artırılması ve istenilen ürünlerin elde edilmesi konusunda büyük avantaj sunmuştur.
Kimyasal denge ilkesine dayanarak, endüstriyel amonyak üretiminde verimin düşük sıcaklık ve yüksek basınç uygulanarak artırılabileceğini öne sürdü. Benzer şekilde, kimyanın endüstriyel uygulamalarına duyduğu ilgi onu oksiasetilen üflecini (alev kaynağı) geliştirmeye yönlendirmiştir. Bu cihaz, metallerin kaynak ve kesimi için gerekli olan çok yüksek sıcaklıkların elde edilmesini sağlamaktaydı.
1898 yılında Henry Le Chatelier, Berthelot tarafından Collège de France’a davet edilerek Schutzenberger’in yerine Mineral Kimya Kürsüsü’nü devralmış ve burada dersler vermeye başlamıştır. Yaklaşık altı yıl sonra, 1904’te, dünya genelindeki bilimsel araştırmaları yayımlamak üzere La Revue de Métallurgie adlı bilimsel dergiyi kurmuş ve bu dergiyi on altı yıl boyunca yönetmiştir. Dergi günümüzde Metallurgical Research & Technology adıyla yayımlanmaya devam etmektedir. (
1907 yılında, Henri Moissan’ın vefatının ardından Collège de France’taki görevinden ayrıldı. Bunun nedeni, Sorbonne’da ders vererek genç nesillerin bilimsel eğitimine daha fazla katkı sağlayabileceğine inanmasıydı. Bu doğrultuda, Moissan’ın yerine Sorbonne’da Genel Kimya Kürsüsü görevini devraldı.
I. Dünya Savaşı başladığında (1914), Le Chatelier öğretim faaliyetlerine devam etti; ancak araştırmalarını, Fransa’ya savaş sürecinde doğrudan fayda sağlayabilecek alanlara yönlendirdi. Patlayıcı maddelerin üretimi ve askeri teçhizatla ilgili çeşitli devlet komitelerinde bilimsel uzman olarak görev aldı. Özellikle mermi kovanlarının ısıl işlemleri üzerine metalurjik çalışmalar yürüttü ve mühimmat fabrikalarında top mermisi üretim süreçlerinin yeniden düzenlenmesine önemli katkılar sağladı.
1919 yılında, kağıt üzerinde akademik yaşamından emekli oldu. Yaşının ilerlemesi işitme kaybına yol açsa da, ölümünden üç gün öncesine kadar bilimsel toplantılara katılmayı ve çalışmalarını sürdürmeyi bırakmadı.
Ekim 1935’te, kırk beş ülkeden iki bin bilim insanı, mühendis ve sanayici, Uluslararası Maden, Metalurji ve Uygulamalı Jeoloji Kongresi’nin açılışı için Sorbonne’da bir araya geldi.
Henry Le Chatelier, bu kongrenin Onursal Başkanı olarak görev yapıyordu.
Konuşmasında ele aldığı konular o kadar etkileyiciydi ki salonda derin bir duygu hâkim oldu. Bu konuşma, adeta onun ahlaki vasiyeti niteliğindeydi. Aşağıda, konuşmanın bazı dikkat çekici bölümlerini alıntılayacağım:
İnsan faktörünün, üretimde ve ticarette (ekonomi bilimi) oynadığı rolü inceledikten sonra Le Chatelier şöyle der:
“Üretmek ve ekonomi politik, insanı yalnızca üretim ve değişimin maddi yönüyle ele alır. Oysa insanı, bireyin ihtiyaçları açısından da değerlendirmek gerekir. En yüksek verimliliğe ulaşmak yeterli değildir; adaletin kurallarına uymak da zorunludur. Bu da üçüncü bir disiplin gerektirir: ahlak.”
Devamında ahlakın bilimsel yöntemle incelenmesine dair şöyle açıklama yapar:
“Bu noktada sorun çok daha zordur. Ahlakın bilimsel yöntemle incelenmesinden söz edildiğinde, bilimin her şeye yettiği gibi bir yanılgıya düşmemek gerekir. Bilimsel yöntemin temeli, Descartes’ın ‘ayırma ilkesidir’. Sıcaklığı incelemek için ‘ısı miktarı’ ile ‘sıcaklık’ ayrımını nasıl yapmak gerekiyorsa, ahlakta da ahlaki kuralları bilmek ile onları uygulama iradesini birbirinden ayırmak gerekir. Ahlaki kuralları bilmek bilimsel olarak incelenebilir. Bu konuda çoğu kişinin sandığından çok daha hassas sorunlar vardır. Çoğu eylem, tek başına adil veya adaletsiz değildir; niteliği koşullara bağlıdır. Genel olarak ölçülü kullanım meşrudur; yalnızca aşırılık kınanmalıdır. Fakat ölçü ile aşırılık arasındaki sınırı çizmek her zaman güçtür.”
17 Eylül 1936’da Miribel-les-Échelles’de 85 yaşında hayatını kaybetti.
Vefatından bir yıl sonra, 24 Nisan 1937’de Sorbonne’da bir anma töreni düzenlendi. Le Chatelier’in eşi Geneviève Nicolas ve aile üyelerinin büyük çoğunluğu törene katıldı. Törene, Fransa’nın 14. Cumhurbaşkanı Albert Lebrun başkanlık etti. Kendisi de bir maden mühendisi olan Lebrun, Le Chatelier’in öğrencileri arasında yer almıştı ve konuşmasında onun derslerinin üzerinde bıraktığı derin etkiyi özellikle vurguladı.
Vicat:
Henry Le Chatelier was originally published in Türkçe Yayın on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.