Kalbin Durduğu Bütün Zamanlar: Devrimci Bir Kadının Acılarına Saygı Duruşu

Polat Özlüoğlu’nun İthaki Yayınları’ndan çıkan “Kalbin Durduğu Bütün Zamanlar”, 12 Eylül 1980 darbesinde gördüğü işkenceler yüzünden hem bedeni hem de ruhu büyük yaralar alan Meşhur’u merkezine alan bir roman. Kimsesiz büyüyen devrimci bir kadının kendini yeniden inşa etmesini, kaybettiklerini, sımsıkı tutunduklarını, yüzleştiği korkularını, yüzleşmekten korkuttuğu ama üzerine gitmekten kendini alıkoymadığı acılarını kırılgan ama bir o kadar da çarpıcı bir dille anlatıyor.

Çocukluğu yetimhanede geçen, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından cezaevinde kalan ve burada gördüğü işkencelerden sonra hayatta kalmanın yolunu işlettiği peruk dükkânına ve çevirisini yaptığı kitaplara sığınmakta bulan bir kadın Meşhur. Her gün birbirinden farklı ve dikkat çekici renklerde taktığı peruklar sayesinde kendi varlığından kaçıyor. Bu durumu “Ne zaman başıma farklı renkte saç taksam bambaşka bir hayatı giyinip kuşanırdım.” sözüyle açıklıyor kitapta. Fakat bambaşka bir hayatı giyinip kuşanırken gerçeklerden kaçması uzun sürmeyecek. Dükkâna peruk almak için gelen yaşlı bir adam ve yanındaki genç kız Meşhur’un geçmişine yolculuk yapmasına, yaşadıklarını sil baştan hatırlamasına ve yüzleşmek istemesine yol açacak.

Travma sonrasında iyileşmek için olayların bir şekilde açığa çıkmasına, tanınması çok önemli. Fakat mağdurlar için yaşadıklarını yüksek sesle anlatmak her zaman kolay değil. Meşhur belki de bu nedenle 12 Eylül’de yaşadığı işkencelerin faili olduğu düşündüğü yaşlı adamla direk yüzleşmek yerine önce adamın torunu Elmas’la konuşmaya, içini Elmas’a açmaya çalışıyor. Böylece yaşadıklarını dış dünyaya duyurmanın ilk adımını atıyor. Kitap ilerledikçe, Meşhur yaşadıklarından dolayı üzerine çöken güçsüzlüğü onaracak ve belki de gerçek bir yaşam sürmesine yardımcı olacak o büyük adımı atacak.

Geçmişten gelen travmatik olaylarla yüzleşmek zorlu bir süreçtir. Üstelik söz ettiğimiz cinsel şiddet gibi ağır bir olaysa… Meşhur için de yıllar sonra kendi failini karşısında görmek hiç kolay değil. Fakat tam bu noktada Polat Özlüoğlu başka bir şey yapıyor; fail kendini anlatmaya başlıyor. Cezmi’nin verilen emirleri hiç sorgulamamasını, uyguladığı şiddeti, nişanlısından, günlük hayatından söz edişini okurken akla Hannah Arendt’in, Nazi Almanyası’nda Yahudilerin toplama kamplarında ve gettolara naklinden sorumlu Otto Adolf Eichmann’ın Kudüs’teki yargı sürecini ele aldığı “Kötülüğün Sıradanlığı” kitabını getiriyor. Ve bir kez daha anlıyorsunuz ki insanları ister toplama kamplarında ister cezaevlerinde hayatlarını karartanlar canavar değil, normal insanlar…

Kalbin Durduğu Bütün Zamanlar içinde bolca kitap da barındırıyor içinde. Bu kitaplar bazen Meşhur ve arkadaşının lisede birbirlerine hediye ettikleri Tutunmayanlar ve On the Road gibi karakterlerin ruh dünyalarına göndermeler yapıyor; bazen de Meşhur’un edebiyat dünyasında büyük yankı uyandıran İşkence Külliyat’ı ile kurgu içinde kurgu sunuyor. Ama en nihayetinde sanatın ne olup olmadığına dair önemli bir sorgulamayı barındırıyor. Roman, edebi kurgusu bakımından da farklı bir yerde duruyor. Kurgu metinlerde sanatın gerçekliği ile hayatın gerçekliğinin karşı karşıya geldiği çok olur. Böyle zamanlarda okuyucu için gerçek ve sanat arasındaki ince duvar görülür hale gelir.

Sinemada dördüncü duvarın yıkılması gibi romanda da Meşhur’un çevirisini yaptığı kitapların tanıtımının yapıldığı Külliyat bölümlerinde gerçek ve kurgunun malzemeleri aynı hale geliyor. Sonuç olarak Polat Özlüoğlu’nun kaleminden çıkan güçlü bir metin Kalbin Durduğu Bütün Zamanlar ve okumayı, üzerine bol bol düşünülmeyi sonuna kadar hak ediyor.

Yazan: Selin Çalışkan

The post Kalbin Durduğu Bütün Zamanlar: Devrimci Bir Kadının Acılarına Saygı Duruşu appeared first on GAZETE SANAT.

The post Kalbin Durduğu Bütün Zamanlar: Devrimci Bir Kadının Acılarına Saygı Duruşu appeared first on GAZETE SANAT.