Kapitalizmin Kalbinde Yükselen Ses: Dalgaya mı Dönüşüyor, Salınıma mı?

Zohran Mamdani zaferinden küresel eşitsizlik çağının yeni siyasetine doğru bir okuma

Görsel, yazarın tarifiyle OpenAI DALL-E tarafından üretilen bir yapay zekâ illüstrasyonudur.

1. Kapitalizmin Kalbinde Bir Zafer

New York — küresel finansın, tüketim kültürünün ve modern kapitalizmin en parlak vitrini.

Tam da bu şehirde, kendisini “demokratik sosyalist” olarak tanımlayan Zohran Mamdani’nin belediye başkanlığını kazanması, ilk bakışta tarihsel bir ironiyi andırıyor: Kapitalizmin başkentinde sosyalizm mi filizleniyor?

Ama asıl soru şu: Bu zafer, kapitalizmin sınırlarına dayanmış toplumların yeni bir ekonomik düzen arayışının habercisi mi, yoksa yine klasik bir sağ-sol salınımının geçici bir fazı mı?

2. Azgın Kapitalizmin Gölgeleri

Son otuz yılın küresel politik ekonomisi, hızla yoğunlaşan bir servet piramidi yarattı.

Oxfam’ın Inequality Inc. raporuna ve World Inequality Database (WID) verilerine göre, dünyanın en zengin %1’lik kesimi hâlâ geri kalan %99’dan daha fazla serveti elinde tutuyor. Pandemi sonrası dönemde bu uçurum daha da derinleşti.

Kapitalizmin erken döneminde büyümenin meyveleri toplumun geniş kesimlerine dağılırken, bugün kârlar dijital platformlarda, finansal varlıklarda ve gayrimenkul spekülasyonlarında toplanıyor. Bu, yalnızca iktisadi bir dengesizlik değil; siyasal temsil krizini de tetikliyor. Çünkü ortada artık sadece gelir farkı değil, gelecek farkı var.

3. Sandıktaki Ses: İdeoloji Değil, Yaşam Gerçeği

Mamdani’nin başarısını “sosyalizmin geri dönüşü” olarak değil, yaşam maliyeti isyanının sandığa yansıması olarak okumak daha doğru.

Onun seçmeni, ideolojik olarak değil; kirayı, ulaşımı, gıdayı ve sağlık harcamalarını ödeyebilmek için oy verdi.

Bu, ideolojiden çok işlevsel adalet talebiydi.

“Fiyatı düşür, sistemi değil” diyen yeni kuşak bir siyaset anlayışı yükseliyor.
Sistemin içinden, sisteme rağmen.

4. Dizginleme Arayışı: Regülasyon Çağının Dönüşü

Bugünün dünyasında solun yükselişi, üretim araçlarını kamulaştırmakla değil; piyasa gücünü regüle etmekle tanımlanıyor. Avrupa Birliği’nin Dijital Pazarlar Yasası (DMA) dev platformlara ilk milyar dolarlık cezaları kesiyor. G20’de, ekonomist Gabriel Zucman’ın önerdiği “küresel milyarder asgari servet vergisi” ciddi biçimde tartışılıyor. Enerji şirketlerinin “aşırı kâr vergileri”, savaş ve kriz dönemlerinde kârın kamusal payını yeniden gündeme getiriyor.

Yani sosyalizm değil belki ama, “dizginlenmiş bir kapitalizm”in yeni enstrümanları doğuyor.

Mamdani’nin zaferi de bu dalganın siyasal yansıması: Kapitalizmi yıkmak değil, insanileştirmek isteyen bir çağın yankısı.

5. Dalga mı, Salınım mı?

Kalıcı Dalga Lehine:

  • Eşitsizlik verileri kalıcı, talepler süreklilik kazanıyor.
  • Regülasyon ve vergilendirme tartışmaları artık ana akımda.
  • Genç kuşak seçmenlerin ekonomik adalet algısı “yeni normal” haline geliyor.

Salınım Lehine:

  • Sendikal örgütlenme tarihî dipte.
  • Sermaye hâlâ akışkan ve küresel: yerel reformları hızla nötralize edebiliyor.
  • Kültürel kutuplaşma, dayanışma refleksini parçalayabiliyor.

Yani dalganın kaderi, kurumsallaşma kapasitesine bağlı. Köklü bir sol dönüşüm değil ama sosyal-demokrat bir direnç hattı oluşuyor.

6. 2026–2030 Ufku: Üç Olası Yol

A. Dizginleme Kurumsallaşır
Platform regülasyonları, servet vergileri ve kamusal hizmet reformları kalıcılaşır. Yeni bir 21. yüzyıl sosyal demokrasisi şekillenir.

B. Salınım Devam Eder
Mamdani gibi figürler gelir, gider; reformlar sembolik kalır. Sermaye yeni adaptasyon yolları bulur.

C. Geri Tepme Başlar
Enflasyon, güvenlik, kutuplaşma derken düzenleyici yorgunluk çöker; siyaset yeniden “piyasanın aklı”na döner.

Bugünün işareti, A ile B arasında salınıyor. Ama tarihin yönünü belirleyecek olan, adalet talebinin örgütlü hale gelip gelememesi.

7. Sonuç: Kapitalizmin Frenleri Yeniden Tasarlanıyor

Kapitalizmi yıkmak değil; dizginlemek, sınırlamak, insani çerçeveye çekmek

Belki de 21. yüzyılın en sessiz ama en derin dönüşümü bu.

Zohran Mamdani’nin zaferi, New York’un gökdelenlerinden yükselen bir “fren çağrısı” gibi okunmalı. Bu çağrı, sadece Amerika’ya değil; Londra’ya, Berlin’e, İstanbul’a, São Paulo’ya da yankılanıyor.

Eğer bu dizginleme kurumsallaşırsa, insanlık yeni bir döneme girebilir:
Kapitalizmin ahlaki sınırları yeniden çiziliyor.

Ama eğer bu bir salınım olarak kalırsa, tarih yine aynı döngüye dönecek — 
kriz, öfke, tepki, unutuş…

Ve bir sonraki Mamdani’yi bekleyeceğiz.

YZ Katkısı Hakkında Açıklama

Bu yazının hazırlanma sürecinde, metnin kavramsal kurgusu, editoryal akışı ve biçimlendirilmesi aşamalarında OpenAI’nin ChatGPT-5 modeli asistan olarak kullanılmıştır. Nihai içerik, yazarın denetimi, değerlendirmesi ve onayıyla oluşturulmuştur.

AI Assistance Disclosure

This article was developed with the assistance of OpenAI’s ChatGPT-5 model for research, structuring, and editorial support. The final text reflects the author’s independent analysis and approval.

Kapitalizmin Kalbinde Yükselen Ses: Dalgaya mı Dönüşüyor, Salınıma mı? was originally published in Türkçe Yayın on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.