Photo by Hitoshi Suzuki on Unsplash
Ön yargılı olmamak gerektiğini hatırlatan bir kitap oldu benim için. Yanlış anlamayın yazarın böyle bir mesaj verme kaygısı yok, bu tamamen “kitabı kapağına göre yargılama” klişesine yenilmemden kaynaklı 🙂
Bestseller… İllüstrasyon içeren rengarenk kapak… Eh bir de fırsat ürünü olarak karşıma çıkınca tutamadım kendimi ne yapayım! Klasiklerin arasında oku-geç bir kitap olur, dedim. Yanılmışım. Yazarından belliymiş aslında. Fas doğumlu, felsefe eğitimi veren Fransız bir profesörden bahsediyoruz. Nasıl yüzeysel anlatıma sahip olabilir ki!
Bütün büyük yapıtlar gibi bu hikaye de kalbinizi kıracak, ama bazen hayatın bu hüzne değeceğini anlamanızı — ya da hatırlamanızı — sağlayacak.
şeklinde yorumda bulunmuş Chicago Sun — Times. Romanın vurucu sayfalarına geldiğimde “Hayır, böyle olmayacak. Kesin ilerleyen kısımda hikayenin gidişatı değişecek.” dedim. Sayfalar arasında hızlıca ilerlerken bunu umut ettim hep. Fakat olmadı… Satır aralarında hissettirdiği final ile hikayeyi bitirdi Muriel Hanım. Kitabın nasıl son bulduğunu söyleyerek, sizi okuma zevkinden mahrum etmeyeceğim elbette. Ben kendi çıkarımlarımla doldurdum ceplerimi, bakalım sizdeki karşılığı ne olacak?
Kitaptan “zarif ve etkileyici roman” olarak bahsediliyor. Zarafeti Fransa’dan, naifliği Japonya’dan, derinliği ise felsefeden geliyor. Edebiyatın önemli eserlerine atıflar da var içinde. Mesela ana karakterimiz kedisinin ismini Lev koyarak açık vermiş Tolstoy sevdasını. Anlatımı akıcı olsa da bu gibi atıflar (özellikle felsefi göndermeler) içerdiği için metni ağır bulanlar olmuş. Aynı düşünceyi paylaşmıyorum. Bu atıflar üzerinde durmayıp okumaya devam ederseniz de metin bütünlüğünü koruyor, durup bahsedilen sanatçı/felsefeci veya akım hakkında bilgi edinip devam ederseniz de. Tercih sizin!
Elli dört yaşında bir kapıcının ve gelecek doğum gününde intihar etmeyi planlayan bir kızın iç dünyasına dahil olmak isterseniz, sayfalar sizi çağırıyor. Apartman sakinlerinin etrafında şekilleniyor gibi görünse de asıl hikaye bu iki karakterin süzgecinden bize ulaşıyor. Hal böyle olunca en kritik dönüşümler bu iki karakterde gerçekleşiyor. Sözü daha fazla uzatmaya gerek yok, buyrun artık sizi Renee ve Paloma ile baş başa bırakayım. Ben mi? Ben de siz kitabı okurken “hayatın kırılganlığı” üzerine kafa yoracağım.
Yeni kitaplarda görüşmek üzere…
Kitap İncelemesi 4 | Kirpinin Zarafeti was originally published in Türkçe Yayın on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.