Koçluk Sürecine Başlamadan Önce Bilmen Gereken 3 Şey

Koçluk denince çoğumuzun zihninde beliren ilk şey bir “rehber”, bir “yol gösterici”, hatta bazen bir “kurtarıcı” figürüdür.
Birilerinin bizden daha iyi bildiği, daha çok çözdüğü ve bizim de o kişiden öğrenmemiz gerektiği varsayımı.
Oysa koçluk, bu denklemden bütünüyle farklı bir yerden doğar: eşitlikten.

Melis Aksoy

Bir koç, senden bir adım önde değil- seninle yan yana yürüyen biridir.
Aranızdaki fark, sadece onun sorulara seninkinden biraz daha uzun süreyle bakma alışkanlığıdır.

Koçluk, bir öğretme değil; bir hatırlatma alanıdır.
Ve bu hatırlama, üç temel farkındalığın üzerinde yükselir.

1. Burada kimse seni “düzeltmeye” çalışmaz.

Koçluk bir “iyileştirme” süreci değil, bir görme pratiğidir. Hiçbir şey bozuk değildir aslında- sadece görünmemiştir. Bazen içimizdeki karmaşayı çözmeye o kadar odaklanırız ki, o karmaşanın da bir dili olduğunu, bize bir şey anlatmaya çalıştığını unuturuz.

Bir seans başladığında, yaptığım şey seni değiştirmeye çalışmak değil; sadece, kendinle yeniden karşılaşabileceğin kadar yumuşak bir alan açmak. Çünkü bazen dönüştürmek için önce görmek, görmek içinse önce izin vermek gerekir.

Kendine izin verdiğinde, zihninin ötesinde bir bilgelik yavaşça yüzeye çıkar. Ve işte o an, koçluk gerçek anlamını bulur: Ne koçun, ne danışanın yaptığı bir şeydir o; sadece kendiliğinden olur.

2. Dönüşüm, yalnızca hazır olduğun kadar derindir.

Birçok insan koçluğa, “artık değişmek istiyorum” diyerek gelir. Ama çoğu zaman o değişimi isteyenle, o değişime hazır olan aynı kişi değildir.

Hazır olmak, sadece istemekten ibaret değil; bazen o isteğin içinde saklı korkuya da bakabilmektir. Koçluk süreci seni hızlı sonuçlara değil, doğal ritmine davet eder. Tıpkı bir tohum gibi: toprağa düştüğünde ne kadar sulasan da güneş kendi zamanında doğmadıkça filizlenmez.

Seanslarda bazen ilerlediğini hissedersin, bazen aynı noktada döner durursun. Ama her farkındalık, ister küçük ister büyük olsun, kendi vaktinde kök salar. O yüzden bu sürecin en önemli armağanlarından biri sabır değil, kabuldür: Olduğun yerin de yeterli olduğunu bilmek.

Koçluk bir “yol” değil, bir alandır.
Ve bu alanda atılan her adım, zaten yeterince iyi bir adımdır.

3. Her yanıt senden doğacak.

Koçluk sürecinde senin yerini kimse alamaz. Ben bir ayna olabilirim, bir pusula, bazen sadece bir tanık. Ama o sorunun cevabını bulacak olan, her zaman sensin.

Bazen bir seans boyunca sadece sessizlik olur. Bir şey “olmuyor” sandığın anlarda bile, içeride bir şeyler yer değiştiriyordur. O farkındalık ilk bakışta fark edilmeyebilir; ama bir sabah uyanırsın, artık aynı yerden bakamıyorsundur. Bu, dönüşümün en sessiz hâlidir.

Koçluk bir bilgi aktarımı değil; kendine açılan bir diyaloğun başlangıcıdır. Kimi zaman kelimelerle, kimi zaman sadece bir nefesle. Ve en güzeli de, her şeyin sonunda kendi iç sesine duyduğun güvenin artmasıdır.

Bu süreç sana ne verir?

Koçluk süreci, sana hazır yanıtlar değil, yeni sorular kazandırır.
“Ne yapmalıyım?” yerine “Ben kimim?” diye sormayı öğretir.
Kendinle daha dürüst, daha meraklı, daha şefkatli bir ilişki kurmanı sağlar.
Yargı yerine merakla, mücadele yerine farkındalıkla yaklaşmayı hatırlarsın.

Ve belki de en önemlisi, değişim ihtiyacını bile yumuşatır. Çünkü artık “başka biri” olmaya değil, zaten olduğun hâliyle kalmaya razı gelirsin.
İşte o razılık, dönüşümün ta kendisidir.

Koçluk herkes için değildir.
Birilerini suçlamayı, mazeret üretmeyi, ya da sihirli bir çözüm beklemeyi seçenler için değil… Kendisiyle gerçekten tanışmaya, sorumluluk almaya, büyümeye ve içsel dürüstlüğe gönüllü olanlar içindir.

Eğer bu kelimelerde bir yankı buluyorsan, belki de o gönüllülük sende zaten vardır. Ve o zaman, bu sürecin kapısı zaten senin için aralanmıştır.

Melis Aksoy — Yaşam Koçu & Hikaye Anlatıcısı
🎧 Podcast: Kimse Bilmiyor
🪷 Koçluk için: Detaylı Bilgi

Koçluk Sürecine Başlamadan Önce Bilmen Gereken 3 Şey was originally published in Türkçe Yayın on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.