Misal Âlemi, Teofanik Şahsiyet ve Imaginal Sanat: Corbin, İbnü’l-Arabî ve Dostoyevski Arasında Bir…

Misal Âlemi, Teofanik Şahsiyet ve Imaginal Sanat: Corbin, İbnü’l-Arabî ve Dostoyevski Arasında Bir Ontolojik Estetik

İslam düşüncesinde “misal âlemi”, varlık mertebeleri arasında berzahî bir konumda yer alır: ne bütünüyle maddî bir cismanîliktir, ne de aklın soyut soyutluğuna indirgenebilir. Bu âlem, gayb ile şehâdet arasındaki geçiş alanıdır; hakikat, burada “sûret”e bürünerek görünür olur.

İbnü’l-Arabî’den Henry Corbin’e, hatta modern romanın metafizik katmanlarına kadar uzanan bir çizgide, misal âlemi yalnızca bir varlık tabakası değil, aynı zamanda bir bilgi ve estetik idrak alanı olarak da düşünülür.

  1. Misal Âleminin Ontolojisi

İbnü’l-Arabî’ye göre misal âlemi, “ışıklı cevherden oluşmuş ruhânî bir âlem”dir.

Hissedilir, fakat ölçülebilir değildir; görünen şeyde görünmeyen hakikatin temessülüdür.

Bu âlemde her şey bir “sûret”le var olur; sûret, hakikatin taşıyıcısı değil, tecellî biçimidir.

Dolayısıyla bilgi, burada sadece aklî değil, imajinal bir bilme eylemidir.

Misal âlemi üç düzey arasında bir “berzah hattı”dır:

• Lâhut (ilâhî mutlaklık)

• Melekût (ruhani kuvvetler)

• Mülk (duyusal dünya)

Bu ara düzey, hem yukarıdan tecellîyi hem aşağıdan tahayyülü taşır. Hak sûretle görünür; insan tahayyül ederken hakikati misal yoluyla tanır. Böylece insan ile Tanrı arasında bir karşılıklı hayal ilişkisi doğar.

2. Corbin ve Tersine Dünya: Imaginatio Orbis Inversus

Henry Corbin, İbnü’l-Arabî’nin mirasını Batı düşüncesine taşıyarak bu ara âlemi “mundus imaginalis” adıyla tanımlar.

Ancak Corbin’e göre bu alan, yalnızca zihinsel ya da sembolik değil, ontolojik bir gerçekliktir.

“Maddî dünya hayalin aşağıya yansımasıdır; hayal dünyası ise maddenin yukarıya çevrilmiş yüzüdür.”

Bu nedenle imaginal dünya, Platoncu idea kavramını aşar; burada sûret, soyut form değil, yaşayan bir varlıktır.

Corbin bu durumu imaginatio orbis inversus (tersine çevrilmiş küre) olarak betimler:

Varlık, hayalin içinden dışarı doğru açılır; hakikat, görünmekle var olur.

Analiz: Teofanik Şahsiyet ve Sanatın Ontolojisi

  1. Teofanik İnsan: Budala ve Ebdâl

Corbin’in “teofanik şahsiyet” dediği figür, İbnü’l-Arabî’nin “ebdâl” öğretisiyle doğrudan ilişkilidir.

Ebdâl, Hak ile halk arasında aracı olan berzahî varlıklardır; her biri bir ilâhî ismin mazharıdır.

Dostoyevski’nin Budala romanındaki Prens Mışkin, modern dünyada teofanik şahsiyetin son yankısıdır:

Saflığı bir eksiklik değil, ilâhî bilincin yeryüzündeki yansımasıdır.

Mışkin’in trajedisi, teofanik nurun dünyevî gözle görülemeyişidir.

Corbin’in tabiriyle: “Görmek, ancak aynı âleme ait olmakla mümkündür.”

Dünya, misalî görmeyi kaybettiğinde, hakikat de görünemez hâle gelir.

2. Imaginal Sanat: Görünür Olanın Görünmeyeni

Corbin, İslâm sanatlarını “teofanik sanat” olarak yorumlar.

İkon, minyatür ve roman, aynı ontolojik işlevi taşır:

her biri “görünür olanda görünmeyeni açığa çıkarır.”

Bu bağlamda Budala, ikonun kırılmış halidir:

artık kutsalın sureti resimde değil, insanın içsel ışığında parlamaktadır.

Uygulamalı Yorum: Imaginal Mekân Olarak Mimarlık

İbnü’l-Arabî’nin “el-insânü mir’âtü’l-hak” (insan Hak’ın aynasıdır) sözü, mimarlıkta mekânın da aynalaşması anlamına gelir.

Corbin’in teofanik estetiği, mekânı bir tecellî sahnesi olarak okur.

Böylece kütüphane – kafe gibi çağdaş bir yapı, sıradan işlevsel bir mekân değil, imaginal bir yolculuk alanı hâline gelir.

Sonuç: Hakikat, Hayal ve Aşkın Ontolojisi

Misal âlemi, yalnızca kozmolojik bir ara bölge değil, insanın hakikati algılama biçimidir.

İbnü’l-Arabî’nin “varlık bilinci”, Corbin’in “imaginal teofani” kavramıyla birleştiğinde,

bilmenin, sevmenin ve görmenin aynı fiil olduğunu anlarız:

“Kim bilir, sever. Kim sever, bilir.”

Dostoyevski’nin Budala’sındaki teofanik figür,

İbnü’l-Arabî’nin ebdâliyle aynı berzahî kökten beslenir:

hakikat, bu dünyada delilik kılığında tecellî eder.

Sanat, mimarlık ve hayal gücü —her biri – bu tecellîyi taşır.

Böylece imaginal sanat,

aşkın görünür olma isteğinin yeryüzündeki yankısı hâline gelir.

Misal Âlemi, Teofanik Şahsiyet ve Imaginal Sanat: Corbin, İbnü’l-Arabî ve Dostoyevski Arasında Bir… was originally published in Türkçe Yayın on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.