ORYANTASYON 101: Loncalardan İnsan Kaynaklarına

İlk oryantasyon örneğinin loncalar ve çıraklık sistemine dayandığını biliyor muydunuz?

Adaptasyon doğanın bir gerçeği ve insanın bir sürecidir. İnsanlar bunu iş ve oluş ortamlarında sık rastladıkları ilk gün seronomisi olarak bilir ve uyum diye telafuz ederler. Peki aslında oryantasyon günümüze hangi değişimlere uğrayarak geldi? Gelin baştan bakalım!

Latince orientare (doğuya yönelmek) fiilinden türemiş ve yön bulmak gibi bir çağrışım üzerine temellenmiştir. Burada bizim adapte olma sürecimizin aslında uyumlandığımız işleyişi öğrenmek ve uygulayabilmek adına yol gösterici olduğunu da fark ederiz. Kökenine baktığımızda yaşayacağımız bir diğer farkındalık bu yol bulma sürecinin daha souyt ve bilinç temelli olduğunu da görürüz; fiziksel, ruhsal ve bilişsel bütünlük içinde. Bize çok modern gelen bu kavramsallığın her zaman modern zamanlara hitap etmediğini işin aslında 11.- 17. yy Orta Çağ Loncaları ve Çıraklık sistemnin bir çıktısı olması da oldukça etkileyicidir.

Orta Çağ işin aslına baktığımızda Avrupa için daha çok teknik beceriye ve Osmanlı Ahileri için bir ahlaki bütünlük ve toplumsal dayanışmaya rastlarız. Ama ikisi de aynı noktaya gelir; topluma ve değerlere uyum sağlama.

Orta Çağ Avrupası’ndan başlarsak- ki Osmanlı bu teşkilatlarla 13.yy dolaylarında tanışır bu sebeple böyle başlamak anlaşılır- hayat ve loncalar arasında güçlü bir bağ vrdı. Lonca sistemi meslek birlikleri doğuraan sistemli ve modern bir çıraklık da sayılabilirdi. Korunan, örgütlenen ve temsil edilen meslek grubu ekonomik düzeni, statüyü ve şehir kimliğini oluşturuyordu. Aynı zamanda üyeler arasındaki ilişkinin sosyal çıktılarından biri olan dayanışma, üyelerin birbirine her alanda destek olması gibi güçlü ilişkiler kurdurarak bireye toplumda duygusal bir kimlik de kazandırıyordu. Hastalık, ölüm ve kayıp sadece bir kişinin olmuyordu; çırağın sadece işi değil bir topluluğu vardı.

Bu Osmanlı için de böyleydi özellikle 15.-18.yy arasında şehirler loncalar etrafında örgütlenmişti. Her çarşısı bir veya birkaç Ahi Topluluğu tarafından düzenlenirdi; Bakırcılar çarşısı, Kunduracılar çarşısı vs… Bunun örneklerine günümüzde dahi rastlamaktayız. Bu sistem aslında esnaf arasında adil ve sosyal bir yapı oluşturarak şehirdeki ahlaki düzeni korumaktadır. Halkın sosyal istikrarının da güzel bir örneğidir. Osmanlı’da batıdan farklı olarak “şed kuşanma” adı verilen bir tören vardı. Bu tören bir çırağın mesleğe kabulü ve mesleğin ahlaki sorumluluklarını yüklenişini temsil eden oryantasyonun sembolik ve eğitimsel bir versiyonudur.

Oryantasyonun modern hayata geçişi ise iş ve eğitim hayatına girişiyle başlamış kabul edilir. 1900'lerin başlarında Harvard, Yale gibi üniversitelerde “Freshman Orientation Week” adı verilen yeni öğrenci oryantasyon haftası uygulamaları başlatıldı. Amerika kampüslerinden sonraki durağı sanayileşen dünyanın 1950'ler sonrası “Employee Orientation Programs” deilen çalışan oryantasyon programları oldu. Burada amaç yeni gelen öğrenci veya çalışanın var olana düzeni tanıması- bu en basitinden kantinin yerini öğrenme ya da en karmaşığından veri analizi yapmaya da varabilir- bu düzene ayak uydurması için hızlı ve etkili bir fragman etkisi yaratmaktı.

Günümüze baktığımızda daha holistik, aidiyet hissine odaklı ve motivasyon artırımı üzerine çalışmalar yapan bir versiyonuyla beraberiz. Bunun ön testler ve son testler, tanıtım turları ve mentorluk uygulamaları gibi geliştirilmiş yönleriyle beraberiz. Hepimize rehberlik etmiş olan oryantasyonun en ilkel adaptasyon sürecinden, şehir ahlaki düzenine ve hatta motivasyon gibi anlamları buluşuna kadar anlamları var. Bir eğitimin, oluşumun ve işin parçası olurken bizi oraya ait kılan nitelik ve nicelikleri bize anlatan oryantasyon Orta Çağ loncalarından dijital platformlara yolcuğunda da ilham verici derecede gelişmiştir. Hepimizim elinin altında olan oryantasyon haftaları, videoları ve mentorleri bir yere aidiyetimizi ve işi kavrayışımızı hızlandırmak hatta rehberlik etmek amacının yanı sıra yeni bir şekillenmeyi de başlatmıştır; insan kaynakları yönetimi.

CV bıraktığımız masalar, departman, mülakatlar ve analizler… gibi kavramları çağrıştıran insan kaynakları modern kurumların verimlilik, denge ve sürdürülebilirlik ilkelerine hizmet eden yönetim birimidir. 20.yy sonraları bürokratik ve iş odaklı bakış açıları yavaş yavaş çürüyerek yerini meslek ve değer gibi kavramlara bırakmaya başladı. Çağdaş sistemlerle beraber insan optimizasyonu kurumların en önemli beklentisi haline geldi. Birçok fonsiyonu olan bu yönetim çeşitlilik ve kapsayıcılık politikalarını benimseyerek insanı kurumun en büyük sermayesi olarak öne sürdü.

Her yerde duyduğumuz sürdürülebilirlik kavramı iş haytaına bir noktada böyle girdi, fonksiyonel ve anlamsız işler bütünündense ilerleten ve süren meslek algıları oryantasyonun da ana konusu oldu. Şimdi çok popüler bir meslek dalı olan İK burdan beslenmiş ve kendini sürüdürülebilir kılarak iş hayatının merkezine oturmuştur. Oluşumun ilerleyişine bakıldığında mekanik sistemlerdense, insan odaklı ve insana çalışan sistemler kazanmanın iş hayatına adapte olmak ve bunu sürdürmek gibi bir adımında olan insan kaynaklarının şehrin kalbi loncalardan geldiği görülüyor. Peki ya şimdi oryantasyon sizin için hala bir hafta mı? Sürekli gelişen aktarılan bir süreç olması ihtimal.

ORYANTASYON 101: Loncalardan İnsan Kaynaklarına was originally published in Türkçe Yayın on Medium, where people are continuing the conversation by highlighting and responding to this story.