Sanat eserleri çoğunlukla, izleyicinin karşısına tamamlanmış, son haliyle çıkar. Ancak bu yüzeyin altında, sanatçının pişmanlıkları, fikir değişiklikleri, estetik müdahaleleri ve zamanın aşındırıcı etkisiyle açığa çıkan görünmez hikâyeler yatar. Pentimento, İtalyanca ‘‘pişmanlık’’ anlamına gelir ve ressamın yaptığı düzeltmelerin, zamanla ya da teknik müdahalelerle görünür hale gelmesini ifade eder. Ancak bu kavram, yalnızca yüzeysel bir teknik mesele değildir; sanat eserinin zaman, hafıza, süreç ve ontoloji ile kurduğu ilişkiye dair derin felsefi soruları da gündeme getirir.
Pentimento, bir sanatçının resim yaparken yaptığı kompozisyonel değişiklikleri ifade eder. Yıllar içinde üst boya tabakasının kademeli olarak aşınmasıyla, bu pentimentolar tuval üzerinde daha önce yapılmış çalışmaları ortaya çıkarır. Eskidikçe, tuval üzerindeki eski boya şeffaflaşır. Sanat konservatörleri ve sanat tarihçileri için bu şeffaflık, sanat eserinin ardında saklı eski hikayelerin keşfedilmesine yol açabilir; sanatçının resim süreci boyunca yaptığı değişiklikleri, orijinal çizgileri ve yapıları göstererek, zaman geçtikçe kendini daha da netleştirmenin ötesinde, sanat eserinin başlangıçtaki amacını ortaya çıkarabilir.
Paul Cezanne – Yıkananlar
Kavramsal Çerçeve: Pentimento’nun Estetik ve Felsefi Arka Planı
Pentimenti, bir sanatçının aynı tuval üzerine yaptığı iki resmin farklı versiyonlarını birbirine bağlayan bir zaman dilimini yakalar. Resimlerin yolculuğunun neredeyse adım adım bir sürecini sunar, masum ve utanç verici hataları ve düzeltmeleri açığa çıkararak hiçbir başyapıtın tek seferde yaratılmadığını hatırlatır. Sanatçının, resimde neyin kalması gerektiğine karar verme ikilemiyle uğraşırken yaşadığı tereddütleri, şüpheleri ve güvensizlikleri canlandırır.
Pentimento, sanat eserinin ‘’tamamlanmışlık’’ kavramını yerle bir eden bir fenomendir. Çünkü resmin yüzeyinde görünmeyen, fakat zamanla ya da teknik müdahaleyle ortaya çıkan ‘’başka bir zaman dilimini’’ açığa çıkarır.
Martin Heidegger’in “sanat eseri kendini açan bir varlıktır” görüşü pentimentoyu anlamada felsefi bir zemin sunar. Eser, yalnızca sergilendiği haliyle değil, varoluş sürecindeki katmanlarıyla da kendini açar. Bu yüzden pentimento, sanat eserinin “bitmemişliğini” ve onun zamansal doğasını görünür kılar.
Pablo Picasso – Yaşlı Gitarist
Pentimento, sanat tarihinde genellikle teknik analizlerin konusu olmuş; infrared reflektografi, X-ray taramaları gibi teknolojiler sayesinde alt katmanlardaki figürler, çizimler ve kompozisyon değişiklikleri görünür kılınmıştır. Ancak pentimento yalnızca “fiziksel katmanlar”a değil, sanatçının zihnindeki estetik süreçlere, hafıza mekanizmalarına ve zaman algısına da işaret eder. Zamanın lineer değil dairesel bir deneyim olduğunu, her anın diğeri ile üst üste binerek varlığını sürdürdüğünü felsefi olarak hatırlatır. Bir pentimento, sanatın hafızasıdır; geçmişi örterek yok etmek yerine, varlığıyla şimdiyi yoğunlaştırır.
Walter Benjamin’in “sanat eserinin biricikliği ve auratik değer” kavramı, pentimento’nun sanattaki konumunu anlamamıza yardımcı olur. Çünkü pentimento, eserin sadece “tekil bir nesne” olarak değil, kendi geçmişini ve süreçlerini de taşıyan canlı bir organizma olduğunu gösterir.
Tarihsel Örnekler: Resimde Pentimento İzleri
Jan van Eyck, resimlerinde alt çizimler ve pentimento kullanan ilk ressamlardan biridir. Hollandalı sanatçının ünlü eseri Arnolfini Düğünü’nün röntgeni, figürün ellerinden birinin pozisyonunda değişiklikler olduğunu ortaya koymuştur. Buna ek olarak, Arnolfini’nin ayak ve bacak bölgesinde de çeşitli değişiklikler tespit edilmiştir. Resimlerinin kızılötesi fotoğraflarının dikkatlice incelenmesi sonucunda uzmanlar, Çeşmedeki Madonna, Lucca Madonna ve Kardinal Niccolò Albergati’nin Portresi gibi çeşitli eserlerde de pentimentolar bulmuşlardır.
John Singer Sargent’in Madame X’in Portresi isimli eseri, birçok kişi için bir stil ikonu olarak kabul edilir. Siyah elbisesi ve beyaz teniyle zarif bir şekilde poz veren, bakışlarını kaçırırken bile göz kamaştıran bu tablo, zamanında uygunsuz ve hatta yakışıksız kabul edilmiştir. Suçlu, modelin omzundan kayıp koluna gevşekçe dolanan elbisenin askılarından biri olmuştur. Eserine gelen şok ve skandal dolu tepkiler üzerine, Sargent bir anlık kendinden şüphe duyarak, askıyı geri getirmek için resmin üstünü boyamıştır.
John Singer Sargent – Madame X’in Portresi
Pablo Picasso, Yaşlı Gitarist ve Mavi Oda’da bulunan pentimento örnekleri ile ünlüdür. “Mavi Dönem”inde sanat malzemesi eksikliği nedeniyle Picasso, tuval resimlerini sık sık yeniden değerlendirmiş ve hatta bazen karton kullanmıştır. Yaşlı Gitarist’teki korkunç gitaristin altında -doğal olmayan bir pozda oturmuş, boynu neredeyse kopacakmış gibi- pastoral bir ortamda bir çocuğu emziren bir kadın figürü yer alır. Bu durum Picasso’nun kadını terk edip üzerine yaşlı bir gitarist resmi çizmesine ve en ünlü eserlerinden biri haline gelmesine yol açan olayların nasıl bir dizi olduğunu merak ettirir.
Bir konservatör, Picasso’nun Mavi Oda tablosundaki fırça darbelerindeki tutarsızlıkları ilk olarak 1954’te fark etmiştir. Sonunda, 1977’de, yeterli teknolojinin mevcut olmasıyla, tablonun altında gizli başka bir resim olduğu doğrulanmıştır. Bu gizli resim, papyonlu, zengin görünümlü bir adamdan oluşmaktadır. Daha önceki kompozisyonu, kızılötesi kamera yardımıyla ancak 2008’de doğru haliyle ortaya çıkarılabilmiştir. Picasso’nun bu eski resimleri neden oldukları gibi saklanmaya değmez bulduğunu kimse bilmemektedir. 19 yaşında genç bir sanatçı olarak, içerikle deneyler yaparak kendine özgü bir stil geliştirmeye çalıştığı bir dönemde olduğu düşünülmektedir.
CEzanne, sanatın dinamik doğasını benimseyen ve üç boyutlu uzamı ve sanat eserlerinin ifade gücünü artırmak için çizimlerine bilinçli olarak pentimentolar ekleyen ilk sanatçılardan biridir. Londra Ulusal Galeri’deki resimlerinin bir analizinde Elisabeth Reissner şöyle yazmıştır: “Başlangıçtaki alt boyalı çizim, Cézanne’ın bağlı olduğu bir konturu temsil etmiyor, bunun yerine bir şeyin kenarına dair ilk öneriyi oluşturuyor ve resim süreci ilerledikçe bu öneri tekrar tekrar ayarlanacak. Cézanne’ın süreci, ilk aşamalarda alınan kararlarla sınırlı değil.”
Cezanne’ın Yıkananlar ve Tespihli Yaşlı Kadın gibi eserlerinde görülen pentimentolar, geniş alanlarda çeşitli değişikliklere işaret etmektedir. Sanatçının kendine özgü özelliği, eserlerinde yaptığı küçük değişiklikleri tamamen gizlememesi ve önceki fikirlerinin hayaletini canlı tutmasıdır. Resimleri birçok yönden resim yapmanın kendisi ve süreciyle de ilgilidir; istenmeyen boyayı bile kazımamış, zanaatın (neredeyse) kalıcılığını benimsemiştir.
Johannes Vermeer – Açık Pencere Önünde Mektup Okuyan Kız
Johannes Vermeer eserlerinde pentimento sadece estetik bir detay değildir. Vermeer’in çalışma sürecinde nasıl düşündüğü, nelere dikkat ettiği, hangi unsurların onun için önemli olduğuna dair önemli ipuçları verir. Değişikliklerin nerede, ne amaçla yapıldığı önemlidir. Bakışı dengelemek, ışığı vurgulamak, kompozisyonu simetrik hale getirmek gibi amaçları olmuştur. Açık Pencere Önünde Mektup Okuyan Kız eserinde arka duvarda büyük bir Cupid (Eros/aşk tanrısı) tablosu varken, sonradan tamamen boyanıp kapatılmıştır. Sütçü Kadın eserinde ise kadının sağ tarafında duvarın üzerinde bir harita ya da resim çerçevesi varken, sonradan kapatılmış ve tüm dikkat süt döken figüre yoğunlaştırılmıştır.
Rembrandt da ışığın, gölgenin, figür ile arka plan ilişkisinin, anlatının dramatik vurgusunun daha iyi çalışması için eserlerinde çeşitli değişiklikler yapmıştır. Yahuda İsa İçin Neden 30 Gümüş Para Aldı? isimli eserinde başta çizilen mimari planlar ve figürlerin yerleri sonrasında tamamen değiştirilmiştir. Bir başka ünlü eseri olan Gece Devriyesi, yüzey altı taramalarında önemli pentimento izleri taşır. İlk kompozisyonda bazı figürlerin farklı yerlerde olduğu, ışık-gölge dağılımının değiştirildiği görülmüştür. Rembrandt’ın eser üzerindeki bu müdahaleleri, izleyici üzerindeki dramatik etkiyi artırma çabasının izlerini taşır.
Leonardo da Vinci, eserlerinde pentimento varlığını gösteren birçok sanatçıdan biridir. Salvator Mundi eserinde İsa’nın sağ elindeki baş parmağın ilk konumu farklıyken Leonardo baş parmağı elin bugünkü konumuna taşıyarak resmi düzeltmiştir.
Rembrandt van Rijn – Gece Devriyesi
Pentimento ve Ontolojik Boyut: Bitmeyen Resmin Felsefesi
Sanat eseri çoğu zaman tamamlanmış bir nesne olarak algılansa da pentimento, bu algıyı ters yüz eder. Pentimento, eserin zamansallığını, süreçselliğini ve bitmemişliğini görünür kılar. Eserin alt katmanlarında kalan figürler, sanatçının zihinsel süreçlerinin, pişmanlıklarının, vazgeçişlerinin izlerini taşır.
Nelson Goodman’ın “Bir Sanat Eseri Ne Zaman Biter?” sorusu, pentimento’nun felsefi zeminini oluşturur. Sanat eseri, aslında hiçbir zaman bitmez; katmanları içinde sürekli evrilir ve her yeni bakışta farklı bir anlatı üretir.
Pentimento, sanat eserinin ne olduğu sorusuna radikal bir cevap verir: Sanat eseri, sadece görünen yüzeyi değil; yüzeyin altındaki bütün düşünsel ve fiziksel katmanlarıdır. Eser, yalnızca temsil ettiği imgeyle değil, o imgeye ulaşana kadar yaşadığı dönüşümlerle anlam kazanır.
Bu bağlamda pentimento, görünmeyenle görünür olan arasındaki geçirgenliği anlatır. Yüzey ve derinlik, geçmiş ve şimdi, gerçek ve hayalet imgeler, pentimentoda iç içe geçer.
Öncesi Sonrası Leonardo da Vinci – Salvator Mundi
Pentimento, sanat eserini yalnızca estetik bir nesne olarak değil, zamanın, belleğin ve süreçlerin katmanlı bir bütünü olarak okuma imkanı sunar. Görünmeyenin hafızası olarak pentimento, eserin yüzeyinde her an geri dönebilecek hayalet imgeler yaratır. Bu imgeler, sanatın bitmeyen doğasını, sanatçının zihinsel mücadelelerini ve estetik kararların zamansallığını izleyiciye anlatır.
Pentimento’nun bu hayalet katmanları, sanat tarihini “bitmiş eserler” anlatısından kurtarır; sanatın kendini sürekli yeniden yazan, açan ve değiştiren bir varlık olduğunu gösterir.
Pentimento, yıllar içinde birçok sanatçıyı cezbetmiş ve özellikle yazarlar arasında resim dışı amaçlar için de bu terim kullanılmıştır. Dahası, “palimpsest”, metinsel çalışmalarda, metnin kazındığı veya yıkandığı, ancak sayfanın başka bir belge için yeniden kullanıldığı bir el yazması sayfaya verilen benzer bir terimdir. Yaratıcı süreçte yeniden kullanma ve işleme hepimize tanıdıktır; sanatın dinamizmi, istikrarlı ve huzursuz ellerimizde, bir şekilde keşfedilmeyi beklemektedir.
The post Silinenin Hafızası: Pentimento’nun Sanattaki Hayalet Katmanları appeared first on GAZETE SANAT.
The post Silinenin Hafızası: Pentimento’nun Sanattaki Hayalet Katmanları appeared first on GAZETE SANAT.